Edincik, Güney Marmara da Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı bir kasabadır. Denizden 90 metre yüksekte tepeler arasında kurulmuştur. Edincik; Erdek, Marmara Denizi, Bandırma ve Gönenle çevrilidir. 12 köyü vardır.
Edincik’in tarihi ise çok eskilere dayanmaktadır. 1966 yılında Gönen yolu üzerinde yapılan kazıda ilk yerleşimin izlerine rastlanmıştır. Kazıda M.Ö.4. yüzyıldan kalma mermerden yapılmış iki adet mermer anıt mezar taşı bulunmuştur. Edincik önceleri Kapıdağ yöresinde egemenlik kurmuş olan Kyzikos kentinin yönetiminde kalmıştır. Edincik Kyzikos şehrinin sayfiyesi idi. Bergama ve Truva ya bağlayan yolların üzerinde idi. Narlık ve Bardaklı bölgelerinde bulunan höyüklerde Truva II dönemine denk gelen seramikler bulundu. 1990-91 döneminde buralarda yapılan bilimsel araştırmalarda şehrin kuruluşunun MÖ 4500 yıllarına gittiği ve adının ANRESTEIA olduğuna karar verdiler.[1] Mehmet Fuat Aytekin Daha sonra M.Ö. 74 yılında Roma İmparatorunun topraklarına katılmıştır. 5.yüzyıldan itibaren ise Bizans topraklarında sönük bir kent olarak varlığını sürdürmüştür. Edincik’i 1079 yılında yağmalayan Katalanlar (paralı İspanyol askerler), kente büyük zarar vermişlerdir. 1063 teki deprem Kyzikos’ u tamamen yıktı. Kalanlar Edincik Erdek ve Bizantion a kaçtılar.
Edincik, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Karesioğulları Beyliği’ne bağlanmıştır. Bu dönemde donanma üssü olarak kullanılmıştır. Kente ilk yerleşen Türk aileleri kente önceleri, ilk gelen Türk ailesinin adından dolayı AYDINCIK demişlerdir. Kentin 4 kilometre batısında ki DUT’lu mevkiini yılanlar basınca buranın halkı Aydıncık’a gelmiş, burada toprak edinmişler ve Aydıncık’a EDİNDİK demişler buda zamanla bugünkü adı olan EDİNCİK’E dönüşmüştür.
Edincik’i 1080 yılında Selçuklular tarafından fethedildi. Orhan Gazi Karesi beyliğini alırken, Edincik 1379 da Emin Aydın Bey tarafından Bizanslılardan tekrar alındı. Osmanlılar burada hazır bulunan donanmayı kullanarak Rumeli’ye geçmişlerdir. (Karesi Beyliği döneminde Narlık Ve Felek Değirmeni bölgelerinde tershane vardı) Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa Rumeli’ye ilk kez buradan geçmiştir.Kent sakin yaşamını Yunanlıların Batı Anadolu’yu işgaline kadar korumuştur. İşgal sırasında bazı Edincikliler, çevrede ki tepelerde Milis Kuvvetleri kurmuş ve Yunanlılara karşı kahramanca karşı koymuşlardır. 18 Eylül 1922 yılında da Topçu Alay Komutanı Ahmet Bey’in Yunanlıları yenilgiye uğratmasıyla kent işgalden kurtulmuştur. Yunanlılar kaçarken kentin bazı yerlerini yakıp yıkmışlar ve bazı Edinciklileri şehit etmişlerdir. Erdek körfezinde demirli bulunan Averof zırhlısına binerek Yunanlılar bölgeyi terk etmişlerdir. [1]Edincik, Mehmet Fikri Aytekin, 2nci baskı, 1988, sf 8
EDİNCİK’İN TARİHİ YERLERİ
Sazlı dere (Hıdırköy Çanakkale istikametinde ilersinde)-Narlık (Edincik eteklerindeki bahçeler-kuzeyi) ve Felek değirmeni (Başak sitesi-Hıdırköy arası)ve Malta limanı (Sitemizin yanı-Başak sitesi istikametinde) Bizanslılardan kalma limanlar vardı. Bu limanlar Karesi-Osmanlı dönemlerinde kullanılmış, Felek değirmeni ve Narlık bölgesine tersane yapılmıştır.
Sitemizin hemen yanındaki Tanan ailesine ait bahçede , hamam ve kilise kalıntıları vardır. Edincik ve çevresinde olduğu gibi değerli olduğu düşünülen herşey yağmalanmış ve tahrip edilmiştir. Kalan taşlar götürülemeyenlerdir. Bizans Klisesi, hamamı ve bölgedeki liman bizden önce buralarda yaşayanlar olduğu ancak yazlıkçı olmadıklarını düşünmekteyim. Bunlar Kyzikos krallığının parçası olsa gerek...
Kentin en eski tarihi mekanı ve camisi olan ve İl Tutan Bin Abdullah tarafından yaptırılan camidir. Cami iki katlı olup üst katta ki bazı bazı odalar da ders verilmek için kullanılmıştır. Caminin önünde , camiyi yaptıran ve Edincik’e ilk gelen Türk ailelerine ait mezarlar vardır. Bir başka tarafta şehitlik bulunmaktadır (burada bulunan tarihi değere sahip büyük bir saat maalesef çalınmıştır ve bugün kim bilir kimin koleksiyonunu süslemektedir).Bir başka tarihi mekan ise Kümbet Camii, türbesi ve çeşmesidir. Camii 1420 yılında inşa edilmiştir. 1966 yılında restore edilen caminin giriş kapısının yeri değiştirilmiştir. Caminin yanında Kümbet Dedesine ait türbe vardır. Kümbet Çeşmesi ise bugün başka bir yerdedir. Çeşme, mermer lahitten yapılmış sonradan üstü beton bir kapakla kapatılmıştır.Kentte ayrıca iki tane de eski hamam kalıntısı vardır. Hamamların birini Sultan 2. Mahmut yaptırmıştır. Ancak günümüzde hamamlar yıkılmış ve toprak altından çıkarılmayı beklemektedir.Kayalı Mahallesinde bulunan ve Edincik’in fethi sırasında şehit olan Emir Sultan Hazretlerinin öğrencileri için yapılan Kayalı Camii de bir başka tarihi mekandır. Burada iki adet şehit mezarı bulunmaktadır. Bu caminin bir başka özelliği ise yaklaşık olarak 650 yıldan beri imamın hutbe okumaya çıkarken elinde kılıçla çıkmasıdır( burada hemen şu bilgiyi de vermeliyim maalesef tarihi eser avcıları camide ki bu kılıcı da çalmışlarıdır. Artık hutbenin okunması tarihi ritüellerden biri daha olmadan yapılmaktadır. Bunca olan hırsızlık olayına rağmen neden önlem alınmadığı ise düşündürücüdür.).
Edincik’in şehir mezarlığında ise asırlık selviler eşi olmayan her biri bir sanat harikası olan süslemeli mezar taşları vardır. Bu taşların bazıları zamana yenik düşmüş bazıları da insanların gazabından parçalara ayrılmıştır.Ancak mezarlığın bir başka önemi ise 1990 yılında yapılan temizlik sırasında bulunan bir mezarda son Osmanlı Halifesi Abdülmecit Efendi’nin kızına ait bir mezar bulunmuştur. Temizlenmiş ve korumaya alınmıştır.Tüm bunlardan başka kente Kyzikos’tan getirilmiş süslemeli konsül, sütun ve daha birçok eserde sokaklardan toplanarak koruma altına alınmayı beklemektedir (bugün Bandırma Arkeoloji Müzesinde bulunan eserlerden birçoğu Edincik sokaklarından toplanmış ve burada koruma altında sergilenmektedir.).Edincik’in üç katlı,yığma tuğlalı ahşap evleri ise yok olmak üzeredir. Evlerin bazıları bakımsızlıktan ya yıkılmakta ya da sahibi tarafından parça parça onarılıp kullanılmaktadır.Ancak tüm bu anlattıklarımızla sınırlı olmayan tarihi mekanların hepsinin koruma altına alınarak yaşatılmaya çalışılmasını umuyoruz. Böylece Edincik’in zaten iyice azalan tarihi mekanlarından bazılarının da korunacağına inanıyoruz.
Ömrünü Edinciğin tanıtımı ve tarihi değerlerini aydınlatmaya adamış Memet Aytekin (Bu çalışmaları nedeniyle "deli Mehmet" lakabıyla anılır) ile bana tanıttığı tarihi yerleri içeren bir foğraf albümü yaptım. Edincikle ilgili bu kısa ve çabuk derlemeyi ona danışarak ve tüm birikimini aktararak geliştirmeyi düşünüyorum.